Aydan Yıldırım'ın Kaleminden EV Mİ KİRALIYORUZ YOKSA MÜLAKATA MI GİRİYORUZ BELLİ DEĞİL!
Bir dönem Kayseri’de ev kiralamak, evlenmekten zordu. Çünkü ev sahipleri evini kiraya vermiyor, resmen görücüye çıkar gibi bizi sorguya çekiyordu.
Bir dönem Kayseri’de ev kiralamak, evlenmekten zordu. Çünkü ev sahipleri evini kiraya vermiyor, resmen görücüye çıkar gibi bizi sorguya çekiyordu.
“Ne iş yapıyorsun? Maaş bordron nerede? Çocuğun var mı? Sigaranız var mı? Kediniz var mı? Ne sıklıkla misafir gelir?”
Eksik olan tek şey nikâh memuruydu.
Böyle bir dönem yaşadık Kayseri’de… Ev aramak işkenceye dönüştü. Hele ki Suriye, Afganistan ve İran’dan gelen göçlerle birlikte zaten dar olan kiralık ev piyasası, bıçak sırtına döndü. Kira fiyatları uçtu. Ev sahiplerinin egosu da beraberinde.
Beğenmek gibi bir lüksümüz kalmamıştı. Evi biz seçmiyorduk, ev sahibi bizi seçiyordu. Kimi zaman sıraya girdiğimiz evlerde “Öğrenci misiniz?” sorusu bir eleme kriteri, “Yeni evli misiniz?” bir diskalifiye nedeni oluyordu. Sanki ev değil, iş başvurusu yapıyoruz. Asgari ücretliysen zaten pas geçiliyordun. Memursan biraz şanslıydın ama maaş bordron yine de kefil yerine geçmiyordu.
Son bir yılda işler biraz değişti. Göç dalgasının yavaşlaması, bazı mültecilerin geri dönmesiyle birlikte kiralık ev sayısında artış oldu. Artık ev sahiplerinin “kiraya verecek ev çok, seçiciliğimizi azaltalım” demesiyle biraz nefes aldık. Kiracılar olarak en azından “kira konuşulabilir” evlere adım atabildik.
Ben de bir kiracıyım. 6 ayda bir kira artıran ev sahibimle yaşadığım psikolojik savaşı nihayet kazandım. Evi boşalttım, çıktım. Şimdi daha insaflı, daha mantıklı bir evdeyim. Gerçi hâlâ maaşım kira ve faturalara bölünüyor ama kapıya dayanan ev sahibi korkusunu yaşamıyorum en azından. Bu da bir özgürlük sayılır.
İyilikte sınır tanımayan birkaç ev sahibi yok değil. Hakkını yemeyelim. Ama “bazı” iyi örnekler, koca sistemin acımasızlığını değiştirmiyor. Çünkü kiracı hâlâ güçsüz. Hâlâ mecbur. Hâlâ sessiz.
Ve buradan tüm ev sahiplerine seslenmek isterim:
Kiracılar düşman değil. Onlar da bir evin sıcaklığına, huzuruna muhtaç. Ve ev, sadece duvarlardan ibaret değil. İçinde adalet, vicdan ve biraz anlayış da olmalı.