Aydan Yıldırım'ın Kaleminden: Bir Küfürle Başlayan Cinnet! Trafikte İnsanlık Testi

Kayseri’de yaşanan bir olay, hepimizin aynaya bakması gereken bir toplumsal kırılmayı gözler önüne serdi. Bir kadın motokurye, trafikte hatalı ilerleyen bir sürücüyü uyarıyor. Uyarı, özürle değil, sert sözlerle karşılık buluyor. Yetmiyor; araçtaki başka bir kadın inip motokurye ile kavga ediyor. Ardından iki kişi motokuryeyi darp ediyor. Motokurye arkadaşını arıyor, gelen erkek de sürücüyü darp ediyor. Bir uyarı, bir küfür, bir yumruk… Ve bir şehir daha insanlığını sorguluyor.

Bu sadece bir trafik olayı değil. Bu, öfkenin refleks haline geldiği, konuşma dilinin küfürle başladığı, sabır eşiğinin sıfırlandığı bir toplumun aynası. Artık kimse “Ne oldu, neden böyle oldu?” demiyor. Herkes “Sen kimsin?” diye başlıyor. Saygı, yerini meydan okumaya bırakmış. Diyalog, yerini çatışmaya.

Motokurye kadın, belki de sadece “Dikkatli olun” dedi. Ama o cümle, karşı tarafın egosuna çarpıp “Sen bana laf mı sokuyorsun?”a dönüştü. Çünkü artık laflar değil, niyetler kavga sebebi. Çünkü artık sakinlik zayıflık, bağırmak güç sanılıyor.

Bu olayda herkes kaybetti. Darp edilen de, darp eden de. Ama en çok kaybeden, toplumun ortak dili oldu. Çünkü artık sokakta, trafikte, markette, sosyal medyada… laflar değil, ses tonları kavga çıkarıyor.

Biz ne zaman bu kadar tahammülsüz olduk? Ne zaman “özür” yerine “ne var lan?” demeye başladık? Ne zaman “kadın motokurye” ifadesi bile bir çatışma sebebi oldu?

Bu soruların cevabı, sadece bireylerde değil. Eğitimde, medyada, sokakta, evde. Ama en çok da vicdanlarda.

Bugün bir motokurye darp edildi. Yarın belki bir öğretmen, bir doktor, bir komşu. Çünkü biz artık öfkeyi hak, sabrı zayıflık sanıyoruz.

Oysa toplum dediğin şey, birbirine tahammül edebilen insanların toplamıdır. Tahammül biterse, toplum da biter.